
Parmak uçlarımdan yolunu bulup, tuvale dağılan cevherim,
Fırçanın ucundaki kahvenin sarı zeminde dağılışını izlerken,
Kanatlanıp kendi evrenime dalıyorum
Zaman yok sadece an var
Dünyaya dair tüm sesler susmuş
Ruhum fırça, boya ve duygularım
Tuval sonsuzluk
Benliğim önümde dans ediyor
Hiçliğimden varoluşuma tanıklık ediyorum
Cennetin varlığını duyumsuyorum
Cenneti benim oluşturmam ise bir kıvanç
Daha nicelerini yaratabilirim
Heyecan ile dağılan boyanın ahenginde salınıyorum
İz bırakmanın rahatlığıyla, elimde fırça
Bütün sahtelik katmanlarını geride bırakıyorum
Bana dayatılan mışlıklar,
Mış olduklarını kabullenip
Rahatsız etmeyi bırakıyorlar
Yalan rüzgarı esmeyi bırakıyor
Sükunet bulmuş yüreğim
Kendim olmanın nihayetinde susuyor
Çığlıklar bitiyor, isyanlar geri çekiliyor
Benden buraya kadar diyor
Git yoluna, mabedini buldun!
Sunağına sun kendini
Soluğunda hisset ezeli varoluşun
Eşsiz melodilerinin,
Büyüleyici tınısını…
Çok güzel bir yazı …içsel bir yolculuk olmuş..su misali akıp yatağını buluyor en nihayetinde…