
Yerel basın, bir şehrin aynasıdır. Mahalledeki yol çalışmasından, köydeki düğünden, belediyedeki karardan, pazar esnafının derdine kadar her şeyi görünür kılar. Fakat bugünlerde bu ayna çatlıyor.
Firmalar reklam vermiyor. Kapıyı çalan gazeteciye, “Bir dahaki sefere destek olalım” deniyor. Güzel bir söz gibi dursa da aslında zaman kazanma taktiği. Ama unutuluyor: Bizim için o “bir dahaki sefer” belki hiç gelmeyecek. Çünkü basın organı kapanırsa, bir daha reklam verilecek gazete bulamayacaklar.
Reklamın Bedeli, Sessizliğin Faturası
Bir çiçekçiye soralım: Eğer kimse çiçek almazsa, ertesi gün o çiçekler çöpe gitmez mi?
Bir fırıncıya soralım: Ekmeğini kimse almazsa, o sıcak taş fırın neye yarar?
Yerel gazeteler de böyledir. Haber üretilmezse, kalem tutulmazsa, o sayfalar kime neyi anlatır?
Reklam, basına sadece para değil nefes olur. Reklam verilmeyen bir gazete, manşetinde sadece sessizliği taşır. Ve bu sessizlik, sonunda toplumun kulaklarını sağır eder.
Son Söz
“Bir dahaki sefere” diye gönül alıyorsunuz. Ama o “sefer” belki de bizim için mezar taşı olur. Çünkü gazeteler mezarlıkta çıkmaz; sessizlikte çoğalır.
Bugün destek olmazsanız, yarın size sesinizi duyuracak mecra kalmaz. Yerel basın yaşarsa, şehir de yaşar.