Unutmadık! «

15 Eylül 2025 - 04:41

Unutmadık!

Unutmadık!
Son Güncelleme :

23 Aralık 2024 - 0:52

528 views

Kıbrıs Rumlarının, Kıbrıs Türklerine organize bir şekilde silahlı saldırılar başlattıkları 21
Aralık 1963 Cumartesi ve Kanlı Noel, esasen Kıbrıs sorununun değil, Kıbrıs’taki
katliamların başlangıcıdır.
1931 isyanını -daha geniş ele almak için- bir kenara bırakacak olursak, Kıbrıs
sorununun başlangıcını Kition (Larnaka) Piskoposu Mihail Hristodulu Muskos’un III.
Makarios adıyla 18 Ekim 1950 tarihinde Başpiskopos seçilmesi, Lefkoşa’daki
Fenoromeno kilisesinde yaptığı dini yeminden sonra dini geleneklerin dışına çıkarak
“Hayatımı Kıbrıs adasının Yunanistan’a bağlanmasına, Enosis’e adıyorum” içerikli
“Milli Yemin”i oluşturdu.
Bu “Milli Yemin” sonrasında adada, Kıbrıs Rumlarının ve Yunanistan hükümetinin
adayı Yunanistan’a bağlamak için uluslararası kuralları hiçe sayarak gizlice yaptıkları
hazırlıklar, toplantılar ve örgüt kurma çalışmaları başladı.
İlk adım 2 Temmuz 1952 tarihinde Atina’da Başpiskopos Makarios’un başkanlığında
kurulan gizli “kurtuluş” komitesinin toplantısıydı. Toplantıya Georgios Grivas, Yorgos
Stratos, Loizidis kardeşler, Kıbrıs asıllı General Papadopoullos, Albay Aleksopoullos,
eski bir “X” (“Hi” okunur) örgütü üyesi, bir hukukçu ve Atina Üniversitesi’nden iki
profesör katıldı. Kıbrıs Rum terör örgütü EOKA, bu saydıklarımın ikinci toplantısında
resmen kuruldu.
“Aynı öz ve bölünmez Kutsal Üçlü (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, NK) adına yemin ederim
ki, Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesi davası hakkında bildiğim her şeyi hayatımı feda
etme pahasına ve en ağır işkenceler altında bile gizli tutacağım. Verilen emirlere körü
körüne uyacağım.” içerikli EOKA yeminini ilk eden, din ile ulusu aynı sayan, ruhani
görev üstlenmiş din adamı Başpiskopos III. Makarios oldu.
Karşısındaki insanları kucaklamak ve insanoğluna yaraşır bir yaşam sunmak yerine,
bastırmak, sindirmek ve yok etmek için silahlı mücadeleyi benimseyen ve çözümü
“Terör Örgütü” kurmakta bulan din adamı III. Makarios, Kıbrıs’ta yaşanan felaketlerin,
Kıbrıs Türklerine uygulanan soykırımın başını çeken ve körükleyen bir lider olarak
tarihe geçti.
Ruhani lider olarak değil, EOKA’ya verdiği destekle Kıbrıs Türklerine karşı yürüttüğü
sınırsız düşmanlıkla anılan Makarios 1974 yılında kazdığı kuyuya düştü. Elbette ki
masum Türklerin ölüm emrini verirken “Yunanistan’ın Askeri rejimi Kıbrıs’ın
bağımsızlığını ihlal etmiştir. Yunan Cuntası Kıbrıs halkının demokratik haklarına zerre
kadar saygı göstermeden, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ve egemenliğine zerre
kadar saygı göstermeden diktatörlüğünü Kıbrıs topraklarına yaymıştır.’ içerikli bir
konuşma yapacağını bilemezdi.
Makarios, Yunanistan’ın kendisini devirmek için -uluslararası kuralları aykırı olarak-
Kıbrıs’ta darbe organize etmesini, Kıbrıs adasından kaçmak zorunda kalmasını, 19
Temmuz günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde anavatan diye tanımladığı
Yunanistan’ı Kıbrıs adasını işgal etmekle suçlamasını, 20 Temmuz 1974 tarihinde

Türkiye’nin müdahalesi ile Kıbrıs Türklerinin kurtuluşunu ve 12 Şubat 1977’de -BM
Genel Sekreteri Kurt Waldheim’in huzurunda- Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf
Denktaş ile yaptığı 4 maddelik 1. Doruk Anlaşmasında, Kıbrıs Türklerinin ortağı
olacağı Federal bir devletin kurulmasını kabul etmesini hiç unutamadı.
Katlettirdiği masum insanların ahı, 1977 yılında Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf
Denktaş ile imzaladığı 1. Doruk Anlaşmasındaki Kıbrıs Türklerinin kurulmasını kabul
ettiği Federal Devlette ortak olması nedeniyle, Başpiskopos seçilirken ettiği “Milli
Yemini”ni gerçekleştirememiş olmasından dolayı 3 Ağustos 1977 günü kahrından
hayata veda etmesiyle tutmuş oldu.
Evet, Türk tarafı her zaman uzlaşma isteyen taraf olurken, Rumlar Megali İdea
ısrarları yüzünden Türk tarafının kabul ettiği hiçbir anlaşma hayata geçirilemedi.
Adanın yönetiminin kendilerinde olması ve Kıbrıs Türklerinin azınlık olacağı bir
yönetim harici hiçbir çözümü kabul etmediler. Biz de şükür ki egemen devletimizi
kurduk. Huzurla yaşıyoruz. Bu huzurdan rahatsız olan ve “federasyon” maskesi
altında Rumların egemenliğinde üniter bir devlet kurulması için kendilerini parayanlara
şunları hatırlatalım;
1955’de başlayıp, 21 Aralık 1963 sonrası soykırıma dönüşen katliamları
unutmadığımız gibi, bu devletin ne bedellerle kurulduğunu, ne badireler atlattığımızı,
küvette şehit verdiğimiz yavrularımızı, analarımızı, vatanını milletini korumak için
bedenini siper eden üniversite öğrencilerimizi, tarlasında, yolunda giderken katledilen
vatandaşlarımızı, İlhanları, Taşkent’i, Muratağa’yı, Atlılar’ı, Sandallar’ı, Yağmuralan’ı,
kayıp otobüslerimizi, bizleri korumak için anavatan Türkiye’den gelerek bize bu vatanı
hediye eden kahraman şehitlerimizi de unutmadık.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.