
İzmir… Cumhuriyet’in kalelerinden, Atatürk’ün emaneti olan bu şehir… Ne yazık ki bugün, kendini “akıllı” zanneden üçkâğıtçıların, sahte kahramanların ve gözünü koltuk sevdası bürümüş siyaset tüccarlarının istilasına uğramış durumda. Halkın sırtından geçinen, çıkar hesaplarıyla yol alan bu kişiler, CHP’nin adaylık maskesinin arkasına sığınıp sahneyi parsellemenin peşinde.
Bir dönem “halk için” diye ortaya çıkanlar, bugün halkın sırtına yük olmuşsa, orada bir çürüme başlamış demektir. İzmir’i sevdiğini söyleyenler, İzmir’den sadece rant devşiriyorsa; partinin adını kullananlar, partiyi içten içe kemiriyorsa; ortada siyaset değil, düpedüz tiyatro vardır. Ve bu tiyatroda sahnelenen oyun, ne yazık ki halkın iradesine saygı değil, halkı kandırma çabasıdır.
Unutmasınlar: Maskeler bir gün düşer. Gölge, gerçeği sonsuza dek örtemez. İzmir, sahtekârı da, üçkâğıtçıyı da tanır; zamanı geldiğinde onların defterini dürmesini de bilir. Çünkü İzmir, ne teslim olur, ne de aldanır!