
Peyzaj mimarı Ece Gürel’in trajik hikayesi, Türkiye’yi derin bir üzüntüye boğdu. Kaybolduktan dört gün sonra Belgrad Ormanı’nda bulunmasıyla yaşanan kısa süreli sevinç, bu sabah gelen vefat haberiyle yerini tarifsiz bir yasa bıraktı. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, Ece Gürel’in yıllar önce katıldığı bir yarışma programından görüntüler, genç mimarın hayalleri ve yaşam enerjisiyle dolu kişiliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ece Gürel’in vefatı, sadece bir insanın hayatını kaybetmesi değil, aynı zamanda peyzaj mimarisi alanında parlak bir yeteneğin, geleceğe dair umutların ve potansiyelin yitirilmesi anlamına geliyor. Yarışma programındaki güler yüzü ve hayallerini anlatırken sergilediği tutku, onun mesleğine duyduğu derin bağlılığı ve topluma katkıda bulunma arzusunu açıkça gösteriyor. Hayalindeki ülke ve yapmak istediği işten bahsederken duyulan heyecan, Ece Gürel’in ne denli idealist ve vizyoner bir insan olduğunu ortaya koyuyor.
Bu trajik olay, toplum olarak genç yeteneklerimize sahip çıkma, onların hayallerini destekleme ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak tanıma sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Ece Gürel’in hikayesi, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda gelecek nesillere ilham kaynağı olabilecek bir miras da bırakıyor. Onun mesleğine duyduğu tutku, idealleri ve güler yüzü, peyzaj mimarisi alanında çalışacak genç meslektaşları için örnek teşkil edecektir.
Olayla ilgili soruşturmanın sonuçları merakla beklenirken, Ece Gürel’in sevenleri ve tüm Türkiye, bu genç mimarın anısını yaşatmak ve onun hayallerini gerçekleştirme yolunda çalışmaya devam edecektir. Ece Gürel’in vefatı, hepimizde derin bir iz bırakarak, hayatın değerini ve geleceğe dair umutlarımızı koruma gerekliliğini bir kez daha hatırlatacaktır.