CHP’de koltuk savaşları bitmiyor. Bir tarafta yılların “bürokrat siyasetçisi” Kemal Kılıçdaroğlu… Diğer tarafta “gençlik enerjisi” söylemiyle vitrine çıkan Özgür Özel… Kulisler kaynıyor, delegeler hesap yapıyor, partililer fısıldaşıyor. Ama asıl soru şu: “Bu parti hâlâ Atatürk’ün partisi mi?”

Kılıçdaroğlu, “mücadele ettim, adalet yürüyüşü yaptım” diyerek geçmişini anlatıyor. Ama seçim sonuçlarını hatırlatanların sesi salonda daha çok yankılanıyor. Özgür Özel ise “gençlik, değişim” diyor ama kulislerde herkes şu soruyu soruyor: “Değişim mi, yoksa aynı tas aynı hamam mı?”

CHP’nin içinde bir grup var ki Atatürk’ün devrimlerini sadece nutuklarda hatırlıyor. Laiklik? Eşitlik? Halkçılık? Hepsi güzel laflar… Ama seçim meydanında ittifak hesaplarına kurban edilen değerler haline gelmiş. Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçülük artık sadece duvarda asılı resimlerde mi kaldı?

Koltuk kavgası öyle bir hale geldi ki, kimi partililer için genel başkanlık meselesi “ilke” değil, “ihale” meselesi gibi görünüyor. Bir kesim koltuk için Kılıçdaroğlu’na methiyeler düzerken, diğer kesim Özel’in yanında yer kapma derdinde. Kimse kusura bakmasın ama Atatürk’ün partisi bugün ideoloji değil, hesap defteri üzerinden yönetiliyor.

Evet, koltukta Kılıçdaroğlu da kalsa, Özel de otursa, asıl mesele şudur: Bu isimler Atatürk’ün mirasına sahip çıkacak mı? Yoksa Atatürkçülük sadece seçim zamanı hatırlanan bir slogan mı olacak?

Gölge Adam der ki: Koltuklar gelir geçer, isimler silinir… Ama Atatürkçülük; cesaret, kararlılık ve halk için mücadele demektir. O duruş kaybolursa, o koltukta kimin oturduğunun bir önemi kalmaz.