Ata Partisi İzmir İl Başkanı Sema Ünal, yerel ve ulusal basınla bir araya gelerek, ülkemizin içinde bulunduğu zorlu koşullar ve partilerinin bu duruma dair çözüm önerilerini paylaştı. Ünal, 2024 yılı itibariyle ülkemizin yıpratılmış, genetiği oynanmış ulus-devlet anlayışından uzaklaşarak, insanımızın yaşam kalitesini yükseltmek ve içinde bulunduğumuz kaotik durumdan toplum olarak çıkabilmek adına yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Günlük hayatımızda karşılaştığımız pek çok sıkıntının, bu ihtiyacın temel göstergesi olduğunu belirten Ünal, Ata Partisi’nin Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş yıllarındaki ilkelerine geri dönmeyi hedeflediğini açıkladı. Ünal, Atatürk devrimlerinin bilimin ışığında yeniden hayata geçirilmesinin partilerinin temel amacı olduğunu, zira Atatürk sonrası yaşanan sapmalar nedeniyle Türk devrimi karşıtlarının güçlendiğini ve Türkiye’yi ele geçirdiğini ifade etti.
Ünal; “2024 yılına yaklaşırken, ülkemizin içinde bulunduğu karmaşık ve zor koşullar göz önüne alındığında, yeni bir siyasi oluşuma duyulan ihtiyaç açıkça görülmektedir. Yıpratılmış ve genetiği oynanmış ulus devlet anlayışından uzaklaşarak, insanımızın yaşam kalitesini yükseltmek ve içinde bulunduğumuz kaotik durumdan çıkabilmek için, Ata Partisi olarak yeni bir soluk, yeni bir yönetim anlayışı ve yeni bir siyasi vizyon sunmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Ünal Konuşmasına şöyle devam etti; Günlük yaşantımızda birçok alanda yaşanan sıkıntılar, bu ihtiyacın en büyük göstergesidir. Ata Partisi, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş yıllarındaki ilk ilkelere dönmeyi hedefleyen bir program oluşturmuştur. Çünkü Türk devrimine karşı olanların güçlenmesi ve Türkiye’yi ele geçirmeleri, Atatürk sonrası yaşanan sapmalardan kaynaklanmaktadır. Ata Partisi’nin amacı, Atatürk devrimlerini bilimin ışığında, uygun şekilde yeniden hayata geçirmektir dedi.
Maalesef, Türk halkının talep ve beklentileri ile bu beklentileri hayata geçirmekle görevli siyasi erk arasındaki paralellik kaybolmuştur. Çözüm üretmekle yükümlü kesimler, asli görevlerini yerine getirmemektedir. Siyaset, toplumun gündeminden ve beklentilerinden uzaklaşmış, değişime, yeniliğe ve ileriye kapalı, kendi içinde yaşayan bir yapı haline gelmiştir. Türk siyasetçisi, temsil edilene ait hakimiyet ile temsil edene ait yönetim kavramlarını birbirine karıştırmıştır. Günümüz Türkiye’sinin yönetim erki, millet hakimiyetini ve tercihlerini göz ardı etmektedir dedi.
